Turgay6124
Puanı : 10978.97
Viral haber merkezinde yer alamak için tıkla.

Hakkında

Haberself.com herkesin haber ekleyebileceği bir haber altyapı sitesidir. Bu haber sitesinin aynısını oluşturabilirsiniz. Haberself türkiyenin viral haber merkezi. Haber Eklemek İçin Tıkla. tıkla.
  • Alaattin Çakıcı, Melih Gökçek'e ateş püskürdü

    Alaattin Çakıcı'nın Bolu'dan Kırıkkale'ye nakli sırasında 9 adamının yolda pusu kurup onu kaçıracakları haberlerine Çakıcı sert `tepki` gösterdi. `Kırıkkale` F `Tipi` Cezaevi'nde yatmakta olan Alaattin Çakıcı önemli konu ile ilgil açıklamalarda bulundu. Çakıcı "Ankara'da 9 tane değişik zamanlarda tanıdığım kişileri yapılan operasyon neticesinde yakalanan bu kişileri bazı `basın` organları bilerek "Alaattin Çakıcı'yı arkadaşları sevk sırasında kaçıracaklardı" diye haberler yaydı ben ve benim hiçbir arkadaşım devletin `Polis` ve Askerine hiçbir `zaman` yanlış yapmaz. " dedi. İşte o açıklama ; Tedavim tamamlanmadan `hastane` baskı ile, göndermiş olduğu evrakta da belli olduğu üzere ameliyatlı olmama rağmen ayrıca KOAH tedavisi olmama rağmen ve vücudumun beş ayrı bölümünden haftada iki gün bir saat yirmi dakika `fizik` tedavisi almamla ilgili aynı ünitede yatırıldım. KOAH ile ilgili beni yatıran `doktor` hanımın imzası, fizyo terapistin `kendi` el yazısı ile 30 seans `fizik` tedavisi görecek imzası, başhekimin imzası, acil doktorunun imzası sunacağım raporlarda bellidir. Daha evvelden yazdığım gibi bu `iş` devletin içinde kalmış, FETÖ'cülerin mi işi yoksa Cumhurbaşkanının haberi olmadan kraldan çok kralcı yetkili bir bürokratın emriylemi oldu. Bu `emir` ile yasal olmayan bir şekilde beni taburcu etmek istedikleri `zaman` sevkimi yapan tüm subay ve astsubaylar şahittir. Yolculuğum esnasında seyahatimle ilgili `yolculuk` yapabilirmiyim yapamazmıyım diye talepte bulundum. Avukatımda bu konuya şahittir. Bana doktorlar seyahat edebilirsin can güvenliği ile sıhhati açısından sorunu yok diye bir `kağıt` gösterdiler. Bende " nerede bana sorulduğuna dair imzamı gösterin dedim" bugün ki `tarih` ile hastanenin naklime ilişkim evrakta aynen şu ifadeler geçmektedir. " hasta 12.05.2017 tarihinde hastanemize yatmış, takip eden klinik tarafından tedavi düzenlenmiştir. Takip eden uzmanlık bölümünün uzmanlık alanı ile ilgili tıbbi bilgi ve gerekçe ile epikrizi düzenlenerek 06,06.2017 tarihinde hastaneden taburcu edilmiştir. Hastanın yatışı sürecinde herhangi bir taburculuk talebi resmi ve sözlü olmamıştır. Hastanın başka bir ile nakli ile ilgili hastanemizin konuya herhangi bir dahli ve yetkisi yoktur" Sayın kamuoyu bu kadar rahatsızlıklarıma rağmen rahatsızlıklarım belge ile ortada olmasına rağmen tedavisi devam eden hasta taburcu edilemez. Edilse bile hastaneden tekrar muayene olup, sakıncası vardır yahut yoktur diye rapor vermeleri gerekmektedir. Bu rapor olmadan beni direk hastaneden Keskin T `Tipi` Cezaevine görevli jandarmalar getirdi `Bolu` F Tipine asla geri gitmedim. Cezaevinin önünde eşyalarım arabaya konuldu. Yolculuğum ile ilgili `doktor` muayenesi hiçbir yerde yapılmadı, hastaneden sonra `Bolu` F `Tipi` Cezaevinden içeri asla girmedim. Yeni cezaevine, keskine geldikten sonra basında bir `yazı` çıktı. Ankara'da 9 tane değişik zamanlarda tanıdığım kişileri yapılan operasyon neticesinde yakalanan bu kişileri bazı `basın` organları bilerek "Alaattin Çakıcı'yı arkadaşları sevk sırasında kaçıracaklardı" diye haberler yaydı ben ve benim hiçbir arkadaşım devletin `Polis` ve Askerine hiçbir `zaman` yanlış yapmaz. Devletin `Polis` ve Askerine her `zaman` saygılıyız, tabi devlete bağlı olanlara. Ankara'da alınan şahıslar Ankara'ya bir iftar yemeğine davet edilmiş, hasım sahibi insanlar olduklarından silahlarıyla birlikte yakalanmışlardır. Bu şahısların emniyetteki ifadelerinde soru sormuşlar "Osman Gökçek'e suikastemi geldiniz" ve benimle bağlantı kurmak istemişlerdir ben Osman Gökçek'i tanımam. Babası Melih Gökçek' i sevmem gazeteye Alaattin Çakıcı arkadaşları tarafından kaçırılacak haberini yansıtan Melih Gökçek denen belediye başkanına şunu soruyorum. "Şu andan itibaren oğlu ve kendini devlet koruyabilir biliyorum Ankara'da kime güveniyorsa güvensin Kabadayı mıdır, bitirim midir? Kimse kimseyi koruyamaz yıllarca Ankara'yı sömürdüler FETÖ'cülere ihale verdiler o benim sorunum değil devletin sorunudur ama beni `kendi` gibi Amerikan uşağımı zannediyor ömrümce şerefli TSK mensuplarına saygı duydum onurlu Türk Polisine yaşamım boyunca hep saygılı oldum. Alaattin Çakıcı'nın arkadaşlarının nakil sırasında kaçıracak diye yansıtan Melih efendi Vatan hainleri jandarmaya Polise saldırı yapar, ya çatışmaya girmek için yada mahkumu kaçirmak için. Unutma, artık her türlü ister kendini güvene al ister alma oğlunla birlikte ben hayatım boyunca kimseye kahpelik yapmadım önceden `haber` veririm kamuoyuna saygılarımla arz ederim. Alaattin Çakıcı

    13.06.2017 13:55
  • ÇAKICI'DAN BOMBA SÖZLER

    Kamuoyuna saygılarımla arz ederim. Ölümcül hasta iken `bolu` köroğlu hastanesinde daha evvel büyük ameliyat geçirdim. Sonra KOA krizinden süresiz yatırıldım, ve 30 seans hafta da iki gün başhekim ve 3 `doktor` Nuray Oktay denen `kadın` mı yoksa `erkek` düşmanı, feminist beni yatıran kadında onayı var uygundur demiştir. Ankara'da benden rahatsız olan görevlilermi yoksa devletin siyasi kanadındaki FETO'cu şerefsizlerin emriylenmi 15 hastalığı olan yatan hastayı metezoru tahliye ediyorlar vede bana sormadan `doktor` raporuyla seyahat edebilir mi edemez mi, yasal olarak sormaları lazımken `hastane` başhekimi Nuray hanım diğer 5 imzayı koyan `doktor` havadan, karadan seyahat edebilir can güvenliği sorunu yoktur demişlerdir. Bu anası eskimişlere soruyorum, sizler devletin içindeki fetöcülerden mi `emir` aldınız halen mecliste 80 tane FETO' cü olduğu bilinmektedir Allah'tan başka kimseye boyun eğmem. Ulan CİA'nin iti FETÖ `Kırıkkale` T tipinde bin yüz kişisiniz, beni öldürecek sizde yürek varmı, alın Pensilvanyadan `emir` yapamıyorsanız ananız eskimiştir. Eğer sizin parmağınız varsa Kırıkkale'de alayınıza ve FETÖ'ye küfür ettim tüm cezaevi biliyor bende buradayım sayın Tayyip Erdoğan'ın dışında hükümete yakın `emir` verilmişse adamsanız beni öldürün. Bu kapının önüne gelen yaşlı, `kadın` çocuk dışındaki FETÖ itleri size serum takarım, bunu her yattığım ildede aynısını yaparım. Güvendiğiniz AB, `ABD` sizi nereye kadar korur. Evet çok hastayım ama Rabbime hamd olsun yürüyorum, konuşuyorum kendimide koruyacak kadar fiziksel gücüm var. Adım Alaattin Çakıcı hangi tür Vatan haini denemek isterse adliyede, hastanede, hapishanede denemezlerse kahpe analılardır kamuoyuna saygılarımla.. Alaattin Çakıcı

    09.06.2017 11:24
  • Alaattin Çakıcı, bu kadar çokmu korkuyorsunuz!

    Çakıcı açıklamada bulundu 7.6.2017 17:25:01 haber318.net Bolu F `Tipi` Cezaevi'nden `Kırıkkale` F `Tipi` Cezaevi'ne nakledilen Alaattin Çakıcı önemli açıklamalarda bulundu. ÇAKICI’DAN AÇIKLAMA Çakıcı “Sn. kamuoyuna saygılarımla arz ederim… “ diye başlayan mektubunda şunları söyledi: “Yasa dışı bir şekilde, metazori, hastalıklarından dolayı altı ay yatacak diye altı `doktor` ve başhekim imzasına rağmen A. Çakıcı’yı taburcu ettiler. Tüm `Bolu` `polis` ve il jandarma komutanlığı ekipleri A. Çakıcı’yı sevk ettiler. Yalnız A. Çakıcı kendisini sevk eden tüm jandarma teşkilatına ve hapishanedeki `polis` teşkilatına saygı ve hürmetlerini iletti. A. Çakıcı’nın onlara minnetle saygı duyacağını bilmelerini isterim. On beş ölümcül `hastalık` taşımasına rağmen, ameliyatının üzerinden 2,5 ay geçmeden taburcu edildi. Hastalığı en yüksek düzeydeki KOAH hastalığıydı. KOAH hastalığı nefes alabileceği düzeye gelseydi üç ayrı ameliyat daha olacaktı. KINA YAKIN…! Bu emri Sn. Cumhurbaşkanımız mı, başbakan mı, `adalet` bakanı mı, yoksa kökeni zaza olan Enis Yavuz `Yıldırım` mı, yoksa müdür yardımcısı `Konya` Kürtlerinden Mehmet Fatih Belviranlı mı verdi? Sizler FETÖ’cü Kavurmacı’yı bırakıyorsunuz, Ahmet Türk’ü bırakıyorsunuz, A. Çakıcı’dan bu kadar mı korkuyorsunuz. Hastalıklarına rağmen bir kere bile tahliye talebinde bulunmadı. Yalnızda tedavi `olmak` istiyordu. Bu millet A. Çakıcı’yı çok iyi tanıyor. Bundan sonra mevcut hastalıkları ile ilgili hastaneye başvurmayacaktır. Ani gelişen ilk yardım olaylarından dolayı başvuracaktır. A. Çakıcı’yı 15 ölümcül hastalıktan tedavi ettirmeyenler neresine kına yakarsa yaksın. Bu sözüm kim yapmışsa onadır.” ELLİ YILLIK PROJE Çakıcı mektubunda bir de not paylaşarak şunları söyledi: “NOT: Son onbeş günde Kuzey Doğu Irak’tan Akdeniz’e açılacak enerji hattı kontrolünü Barzani, Talabani, YPG yaptırmak isteyen küreselleşmiş siyonist üst akıl AB-ABD devleti Ortadoğu’da düzenli 500.000 kişilik her türlü teçhizatlı, en gelişmiş silahlarla donatılmış ve eğitilmiş bir kara ordusu geliştirdikleri bilinmektedir. Bu `ordu` Kürt Kökenli gri İsrail ordusudur. Batının amacı Ortadoğu’daki petrol ve doğalgazı sömürmek, enerji hattını da gri Kürt kökenli kuracakları, bu sözden orduyu gerçekleştirmek küresel aklın elli yıllık projesidir. `MİLLET` SENİ YALNIZ BIRAKMAZ Sn. Cumhurbaşkanım, Trump denen ağzı gözü birbirine karışmış, yarı deli, eli kolu oynayan, `erkek` ve kadınsı hareketler yapan Trump’la görüştüğünüzde Türkiye’de söylediğiniz sözlerin aynısını `basın` toplantısında konuştunuz. O konuşmanızdan dolayı sizi tebrik ederim. Ama kapalı kapılar ardında, Amerika’da size yoğun baskı yaptıysalar, kurulmak istenen bu düzenli orduyla ilgili ağır baskı altındaysanız, Allah’a teslim olduğunuzu söylüyorsunuz. Allah’a teslim olan kimse korkmaz ve bu aziz millette sizi asla yalnız bırakmaz. Bu sözde kurulmak istenen 250.000 kişilik `ordu` gelişmiş silahlarla ve hava savunma sistemleri ile donatılmıştır. `Uçak` hariç kendilerine helikopter de verilecektir. Yerden havalanan füze sistemi olan astriot `tipi` füze de Amerikan menşeli olarak verilmiştir. SİZE DE Mİ BASKI VAR! Aklınızın almayacağı kadar da stringer füze verilmiştir. En büyük amaç küresel sermayenin kasalarına dolacak petrol parası ve İsrail’in güvenliğidir. Sn. Cumhurbaşkanım, teslimiyetim Allah’a, hizmetim de devletimedir. Nerede olursam olayım. Kapalı hücrelerde `olmak` demek, dünyanın değişik yerlerindeki vatan hainlerine hesap soramaz diye bir kaide yok. Sizi hiç sevmedim ve sevmiyorum. Ama sizin teslim olduğunuz Allah’a bağlıyım. Devleti en az sizin kadar seviyorum. Bu bana yapılan hastaneden koma halinde çıkarılışım, on beş gün evvel `okyanus` ötesi Ortadoğu’daki 250.000 kişilik gri Kürt-İsrail Devletini ifşa ettiğim için mi? Yoksa size baskı mı yapıyorlar? Lütfen unutma! Kişinin sahibi Allah’sa `dünya` karşısında olsa da, vade dolmamışsa havadır. Saygılarımla arz ederim.”

    08.06.2017 08:22
  • Alaattin Çakıcı'dan islam dünyasının ramazan mesajı

    `Bolu` F `Tipi` Cezaevinde kalmakta olan Ünlü Kabadayı Alattin Çakıcı, onbir ayın sultanı mübarek Ramazan dolayısıyla bir açıklamada bulundu, İslam Dünyası’nın Ramazan ayını tebrik etti ve Siyonist üst akla da dikkat çekti. RAMAZAN TEBRİĞİ Çakıcı, “Türk İslam Alemi’ne saygılarımla arz ederim” diye başlayan açıklamasında şunları söyledi: “Onbir ayın Sultanı, rahmet ayı Ramazan-ı Şerif’in ülkemiz ve tüm İslam coğrafyasına hayırlara vesile olmasını dilerken, Ortadoğu ve İslam Dünyasını kaosa çevirip kan gölüne çeviren Siyonist `Avrupa` Birliği’ni, `okyanus` ötesini ve insanlığını yitirmiş sözde demokrasi, temel `insan` hak ve özgürlüklerini, `din` ve vicdan hürriyetini, sosyal `adalet` ve sosyal devlet kavramını ağzından düşürmeyen, İslam’ın ve insanlığın düşmanı günümüz Firavunları, her Ramazan’da ateşkes yerine aç-susuz oruç tutan, tek sahipleri olan Malik El Mülk’e sığınan, her an sahipleri olan El Hak’kın adaletinin tecelli etmesini İsm-i Azam’dan niyaz eder, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki mümin kardeşlerimin ve İslam Dünyasındaki Müslüman kardeşlerimin Ramazan-ı Şerif’ini kalbî kutlarım.   “ALLAH YARDIMCILARI OLSUN” Onyıllardır Kudüs ve Filistin’de vahşete karşı her Ramazan’da oruç tutarak Dünyayı dizayn eden Siyonist üst aklın itlerinin saldırılarına göğüslerini siper eden Kudüs, `Filistin` ve Ortadoğu’da, `dünya` coğrafyasında mezalime uğrayan, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun Allah’a, Kur’an’a ve Sünnete teslim olmuş tüm mümin kardeşlerimizin Rabbim bu kutsal ayda yar ve yardımcıları olsun. Allah’ın rahmeti ve bereketi tüm mümin kardeşlerimin üzerinden eksik olmasın.”   “ALLAH ONLARDAN KORUSUN”   Çakıcı, açıklamasının sonunda bir de not paylaşarak şunları söyledi: “Allah’a şirk koşan ateist, İbrahimi dinler olan Musevilik, İsevilik ve gelen Tevrat’ı, Zebur’u ve İncil’i tahrif eden, işi gücü Kabbala ile uğraşan, gelişmiş `teknoloji` ile birlikte ilkel büyücülüğün bilimselleşmiş halidir. Dünyanın bazı üniversitelerinde kürsüsü olan, `bilim` diye yutturulan Kabbala ve görünmeyenlerle birlikte ve teknolojiyi de kullanan, İslam Dünyası’na zarar veren küreselleşmiş Siyonist üst aklın en büyük silahlarından biri olan, insanlığa ve İslam’a Kabbalacılardan Rabbim insanlığı ve İslam’ı korusun ve yüceltsin. İslam Dünyası’na saygılarımla arz ederim.”

    27.05.2017 12:36
  • ÇAKICI'DAN TARİHİ AÇIKLAMALAR

    `Bolu` F `tipi` cezaevinde kalmakta olan ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı, İsrail'in gizli projeleri ve dünyayı nasıl etkilediği konusunda açıklamalar yaptı. ÇAKICI’DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMA Çakıcı, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Aziz Türk Milleti ve kamuoyuna saygılarımla arz ederim. 1 asırdan beri Ortadoğu, Kuzey `Afrika` bu coğrafyadaki dini İslam olan `Arap` Devletlerinin ve T.C.üzerinde yaptıkları ve yapmak istedikleri sosyolojik savaşın sonuna geldiğini zanneden sömürgeci küresel üst akıl, NATO’ya girişimizden, Sovyetlerin dağılma sürecine kadar İslam dünyasını Sovyetlere karşı kullanan Batı ve Atlantik ötesi dünyayı dizayn eden sözde stratejik ortağımız ve NATO’nın patronu olan B.D. 10 bin km ileriden ülkelerin güvenliği adı altında Ortadoğu ve İslam dünyasını kaosa sürükleyip bazı ülkeleri işgale edip bölüp parçalamış, en büyük ideali dünyayı `kendi` çıkarları doğrultusunda dizayn edip, İsrail’in güvenliğini teminat altına almak için Fırat ve Dicle’den Mısır’a kadar yapay Kutsal İbrani toprakları adı altında bir ülke kurmak, 2. Hedefi ise İsrail’in güvenliği kökeni Kürt olan gri bir İsrail devleti oluşturmak, 3. büyük idealleri `Arap` dünyasıyla Türkiye’nin tüm bağını koparmak, Ortadoğu’daki petrol ve doğalgaz rezervlerini sömürmek enerji hattını Kuzeydoğu Irak’ta kurulmak istenen gri Kürt Devleti’nin Akdeniz’den bağlantısını sağlayıp enerji hattını da kendine bağlı gri İsrail, oluşacak yapay Kürt devletine yaptırmaktır. Batı’nın ve `okyanus` ötesin üst akıl bu hedefine ulaştıktan sonra sırada ya İran var ama gözüken şu ki, İran’dan evvel ABD’ye ve batının oluşturmak istediği peşmergeyi Talabani peşmergelerini, Suriye’deki YPG’yi bir çatı altına toplayıp 200-250 bin kişilik düzenli bir `ordu` oluşturmak her türlü en gelişmiş silahlarla donatıp hava savunmacı füzelerini de verip amaçları Türkiye’yi bölmektir. Aziz Türk Milleti’nin beyefendileri, hanımefendileri ve tüm gençler; Hayata geçirecekleri bu senaryoyu uygulayan ve uygulamak isteyenlere karşı ülkesini seven , devletin bekasına gönül vermiş, ulusalcısı, muhafazakarları, milliyetçisi, laiki, fanatik dinci olmayan dini cemaatler dahil devletin yanında yer alması ülkemizin bekası için birlikte hareket etmek istiklalimizin yegane teminatıdır. Devletin tüm kurumlarında çalışanlar, hangi etnik mezhep ve grupta olursa olsun bu süreçte partizanlık yaparsa, %48’i ötekileştirirse devletin bekası ve istiklalimiz tehlikeye düşer. Yukarıda bahsettiğim 200-250 bin kişilik düzenli `ordu` kurmak ve ülkemiz üzerinde bay-pas yapıp bölmek isteyen küresel üst akıla karşı Aziz Türk Milleti ve Devleti yöneten siyasi otorite, birlikte hareket edip önyargıları bir kenara bırakıp, Hilal ve Yıldız’ın altında, birlikte hareket etmeyip nefsi için, gücü için, veyahut güç sahibi `olmak` için birbirlerini ötekileştirip devletin birliğini dışlayanlar vatan hainidirler. Biatım Yüceler yücesi Cenab-ı Rab’bimedir. Teslimiyetim Devletimedir. Kimseye yalakalık yapmam. Doğru bildiğimi, doğru olanı sonucu ne olursa olsun söyleyememek Alaattin Çakıcı için şerefsizliktir. Devleti yöneten siyasi otorite ve ekibine, 80 milyon her etnik gruba sesleniyorum; Ortadoğu’da 200-250 bin kişilik düzenli `ordu` hazırlayan, İslamın ve insanlığın düşmanı olan emperyalist üst akıla karşı lütfen daha duyarlı olunuz. Saygılarımla Aziz Türk Milletine arz ederim.”

    24.05.2017 12:42
  • Alaattin Çakıcı'dan 19 Mayıs Mesajı

    Çakıcı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, `Gençlik` ve `Spor` Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Çakıcı, mesajında, "Yokluk ve `yorgunluk` içinde bulunduğu bir dönemde ’Ya istiklal, ya ölüm’ anlayışıyla hareket ederek Dünyanın güçlü ordularına karşı bağımsızlığını kazanan Türk ulusunun tarihinde çok anlamlı günler vardır. Ama 19 Mayıs 1919 tarihi bütün bunların başlangıcıdır. 19 Mayıs 1919 denildiğinde aklımıza, `top,` `silah,` `savaş` gemileri, `uçaklar,` tanklar, yüz binlerce asker ve `ordu` gelmez. 19 Mayıs 1919 bir ruhtur, bir inançtır, kararlılıktır, bağımsızlıktır ve Türk ulusunun sesinin yükseldiği gündür. Büyük Önder `Mustafa Kemal Atatürk` bu günü, ülkenin geleceği olan gençlere, vatanı onlara emanet ederek bayram olarak armağan etmiştir. Gazi Mustafa Kemal’in, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayıp, Cumhuriyetin ilanıyla neticelenen bağımsızlık mücadelesinin yıl dönümünü kutlamaktayız. Vatanın bağımsızlığı ülkenin bölünmez bütünlüğü için canını veren bu millet, ülkenin geleceğinde söz sahibi olan gençliğiyle birlikte hedeflerine emin adımlarla ilerlemektedir. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıma gayreti içerisinde olan gençlerimiz; sizleri seviyor, sizlere güveniyoruz. Tüm milletimizin ve gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, `Gençlik` ve `Spor` Bayramını kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal `olmak` üzere, tüm şehit ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum" diye belirtti.

    20.05.2017 13:15
  • Çakıcı Allah'ın dışında kimseye biat etmem

    `Bolu` F `tipi` cezaevinde yatmakta olan Çakıcı'nın Cumhurbaşkanı'na hakaretten dolayı bugün davası vardı. Çakıcı duruşmadan sonra oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu. 15 Temmuz `Okyanus` ötesi ve batı kaynaklı Aziz Türk milletinin üzerine bomba ve mermi yağdıran elbiselerin en şereflisini giymiş, ruhunu Brüksel kaynaklı NATO karargahında yerle yeksan eden sömürgeci Batı kültürüne, ABD’ye köpeklik yapan, elbiselerin en şereflisini giymiş ruhu Amerikalılara teslim eden FETÖ denen, hakkın yanında yıllardır görünüyor rolünü oynayan, Vatikan’ın gizli Kardinali olan Siyonist uşağı, `dünya` imamı diye Müslüman Türk milletine ve dünyada açmış olduğu ülkelerdeki okullardaki Müslüman ülkelerde `dünya` imamı diye lanse edilen, aslında gavur imamı olan, haçlı zihniyetinin piyonu CIA’nin iti olan Fethullah GÜLEN, bu gavur imamıyla ruhunu Amerikalılara satmış olan ve şerefli üniformanın içindeki bu hainlerle birlikte işbirliği yapmıştır. Ben 12 Eylül’ü bizzat yaşadım. 1960 yılında 8 yaşımdaydım. 28 Şubat’ta yurt dışındaydım. Bütün bu Türkiye’nin üzerindeki sosyolojik `savaş` 1860 döneminde `ABD` tarafından ilk Lübnan’da açılan Amerikan Üniversitesi’yle başlamıştır. 1948’den günümüze kadar NATO’ya üye olduktan günümüze kadar Batı ve Amerika meselesi olmuştur. Rahmetli İsmet Paşa’dan sonra çok partili döneme geçtiğimiz günlerde `ABD` rahmetli Menderes’in bir dönem Ortadoğu’daki en yakın müttefiki olarak kabul etti. Rahmetli Menderes, ABD’nin Ortadoğu ve Türkiye üzerindeki çirkin emellerini fark edince 1960’taki ihtilali gerçekleştirip hayatına son verilmesine sebep oldu. Bu millet bunu unutmamıştır. Ama uzun yıllar itina ederek bunu dile getirmemiştir. Günümüze kadar hatta sayın Recep Tayyip ERDOĞAN bile Menderes’in ölümünden sonra `ABD,` Batı kaynaklı iktidara getirilmiştir. Bir müddet Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Batı’da Erdoğan’ın kullanıldığı bilinmektedir. Rahmetli, milli görüşün efsanevi lideri, ana rahmine düşüşünden öldüğü güne kadar milli olan imanı bütün, gönlünü yaşamı süresi içerisinde gönlü Türk ve İslam dünyası için atmıştır. İktidara geldiğinde ilk işi sırtını Batıya dönmüştü. İnandığı yolda ömrünün sonuna kadar hiç taviz vermeden yaşamıştır. Talebesi olan sayın Erdoğan, Machiavelli mantığı mı diyelim yoksa şartların oluşturduğu bir şekilde Batı’nın yönlendirmesi ve iradesi ile iktidara geldiği `zaman` 2012’ye kadar Batı’nın hizmetinde olduğu bilinmektedir. Yukarıda bahsettim Machiavelli mantığıyla Batı’yı oyalayıp Batı’nın gözlüğü ile değil farklı bir bakış açısıyla Batı ve küreselleşen dünyanın hızla değiştiğini görmüş, titreyip kendine dönerek Batı ekseninden çıktığını dünyanın değişik platformlarında, BM’de gündeme getirmişti. Batı’ya karşı almış olduğu doğru bir tavırdı. 2012’ye kadar onlarla ve FETÖ'cülerle Batı’nın yönlendirmesiyle çözüm sürecinde PKK ile işbirliği yapmak ihanettir. Bunu da söylemeyen Alaattin’in anası mezarda hortlasın. Ömrümce Tayyip Erdoğan’ı sevmedim, sevmek zorunda da değilim. Uzun `ceza` yatmakmış, psikolojik baskıymış, hastanelerde zulümmüş, ölüm riski taşıyan bir sürü hastalığım varmış, ne hastalıklarımla ilgili ne de hürriyetimle ilgili `Adalet` Dilencisi değilim. Allah(cc)’ın dışında kimseye biat etmem. `Bilim` adamları `insan` yaşamına bir yere kadar müdahale eder. Bu ülkedeki ilahiyatçılar, hocalar, müftüler, diyanet işleri başkanları Kur-an kaynaklı diyor ki : “Hayr’ın ve şerrin min Allah’ü Teala. (hayır ve şer Allah’tandır.) " Şükredersen şer bile hayra bağlanır Allah katında. Bu canın sahibi rabbimdir. Verdiği gün kadar yaşayacağım. İnsanların ömrünü Tayyip Erdoğan ve ekibi ne kısaltıyor ne de uzatıyor. Nefsini yenerse, milletin hizmetkarı olursa kendisine hayır veren % 48,6 yı parti, `inanç` ve etnik grup gözetmeden bağrına basar ve adil davranırsa imanı tilavet ve kıraat üzerine tövbe edip, AllahIn ipine sarılmışsa kimle konuşursa konuşsun herkesin olduğu gibi onun da sahibi rabbimdir. Şunu kafasına sokmalı,Çakıcı'nın imanında biat Allah’adır. Devlete sadakat dünyayı karıştırmayan Adem nesline sevgidir. Bu akşam Müslüman Aziz Türk Milleti’nin, İslam dünyasının Beraat Kandilini kutlar, İslam dünyasına ve Adem soyuna hayırlara vesile olmasını dilerim. Not : Bugün `Bolu` mahkemesinde 2017/88 talimat ve yine `Bolu` Mahkemesinin 2017/117 talimatlı iddianame her ikisi de yüzüme okundu. Tayyip Erdoğan ile tehdit ve hakaret suçuyla ilgili. Bunlar 15 Temmuzdan evvelki sözlerdi. Söylenen sözleri `internet,` cumhurbaşkanlığı soruşturma bürosu nasıl kayıt altına alıyorsa, alemlerin tek meliki olan Rabbim de Lef-i Mahfuz’da kayıt altına almıştır. Ağızdan çıkan söz geriye alınmaz. Sözlerin hepsi bana aittir. Sayın Cumhurbaşkanı davalarını Türk milletinin önünde “Tüm davalarımı geri çektim. Kimseden davacı değilim” millete verilen söz `namus` sözüdür. 15 Temmuz 2016 tarihinde verdiği `namus` sözünden 4 ay sonra `Adalet` Bakanlığından yetki alarak 15 yakın davadan yargılanmaktayım. Bugün bile geçmişteki sözler bana aittir diyen Çakıcı için verilecek kara önemli değildir. Kimsenin tasmalı köpeği değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Şayet bugün ülkeyi yönetenler ya bizim dediğimiz gibi tasmalı şerefsiz yaşayacaksın ya da Anap `eski` milletvekili Mehmet Karabaş’a söylemiş , “Çakıcı’ya gün yüzü göstermeyeceğim” Eğer böyle söylemişse avucunu yalar.Sahibi Allah olanın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Aziz Türk Milletine saygılarımla arz ederim.

    11.05.2017 13:51
  • ALAATTİN ÇAKICI HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK

    Alaattin Çakıcı; Cumhurbaşkanı'na “hakaret”ettiği gerekçesiyle açılan birden çok zincirleme davaların ikisinden 10 Mayıs 2017’de `Bolu` Adliyesinde yargılanacak.. Alaattin Çakıcı; yazmış olduğu mektuplarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a “hakaret”ettiği gerekçesiyle açılan davaların ikisinden 10 Mayıs 2017’de `Bolu` Adliyesinde yargılanacak.. Üzeyir Çakmaktaş tarafından Alaattin Çakıcı ile ilgili yapılan açıklamada; çakıcının hiçbir `zaman,` hiçbir idareciden af, bağışlanma, lutuf talebinde bulunmadığı belirtilerek; Çakıcı'nın Hukuk devletinde hakkı olan yasal haklarını talep etti, ihlalleri dile getirdiğini belirtti. Hukuk devletinde, yasalar önünde insanlar eşit olduğunu belirten Çakmaktaş; "Hukuk devleti, yargıladığı insanların kimliğine, kim olduğuna bakmaz; muhatabın suçuna bakar,somutluk varsa suçun tam karşılığıyla tecziye eder; hukuksuz, yasa dışı bir tasarrufta bulunmaz.. Şekle, şüpheyle, zanla, olabilirikle, olasılıkla, tahminle kesin ön yargı oluşturulmaz,buna dayalı olarak da hüküm tesis edilemez…"dedi. Çakmaktaş açıklamasını şöyle sürdürdü: Alaattin Çakıcı,”sütten çıkmış ak kaşık” olmadığını kabul etmiş; bihakkın mahkemelerin aleyhine kurduğu hükümlere itiraz etmemiştir.. Adil olan her hükmü,her kararı saygıyla karşılamıştır.Ancak, kanun ve yasalarda karşılığı olmayan,”katalog suçlusu, olası tehdit, potansiyel suçlu…. ”vs gbi paranoyak gerekçelerle, zorlama, kılıfına uydurma yorumlarla haksız, katmerli `ceza` tayin etmeye yasal haklarını kullanarak, kendine özgü çıkışlarla itiraz etmiş, `tepki` koymuştur… Mahkemeler, Alaattin Çakıcı’ya isnad edilen suçların kanunlarda belli, sınırları çizili tam karşılığını vermemiş; kanun maddelerinde karşılığı olmayan, kanunlara aykırı olan bir yaklaşımla abartılı, hatalı, katmerli cezalar vermişlerdir.. Verilen hükümler sonrası cezaevinde ne kadar yatacağını gösteren “müddetname”bile yanlış, hatalı hatta kasıtlı olarak düzenlenerek yatması gereken süreden çok daha uzun yatması hedeflenmiştir… Hak ihlallerinin izale edilmesi ile ilgili yapılan tüm girişim ve müracaatlar “gizli bir el” tarafından engellendi. Tüm müracaatlar muhatab bulamadığı için akim kaldı, sonuç alınamadı… Ankara’da `Ceza` davalarında yetkin bir avukata dosyası incelenmek üzere götürüldü.. Avukata dosya hakkında yönlendirici ön bilgi verilmedi..Dosyayı kısa bir incelemeye tabi tutan avukat iki saat içerisinde görüşünü bildirdi, dosyada “hukuk cinayeti” olduğunu söyledi.. Vekalet aldı. Davayı takip etmeye başladı.. İlerleyen süreçlerde bir noktada tıkandı ve geri adım attı.. Nedeni soruduğunda”Adalet Bakanı” dedi sadece! Geçen zamanda Sedat Peker bırakıldı!Alaattin Çakıcı içeride tutulmaya devam edildi. Olayın” siyasi tasarruf, hatta siyaseten katl” olduğunu izahtan varestedir…Alaattin Çakıcı, maruz bırakıldığı hukuksuzluklar, hak ihlalleri karşısında sürekli ve kesintisiz olarak hakkını aradı, durumuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirici yüzlerce mektup ve dilekçe yazdı..Bir diğer husus, Alaattin Çakıcı, sadece kendisinin maruz kaldığı durumlarla ilgili mektuplar yazmadı, açıklamalarda bulunmadı.. Siyasal `kavga` vermiş “milli bir insan” olarak da siyasal-toplumsal her konuda görüşünü açıkladı.. Doğru gördüğü icraatları destekledi, yanlış bulduklarına sert eleştirilerde bulundu… Ahmet Türk’ün, imtiyazlı FETÖ tutuklusu Ömer Faruk Harmancı’nın `sağlık` gerekçeleriyle serbest bırakıldığı şu günlerde, onlarca tam teşekküllü üniversite hastanelerinin “Alaattin Çakıcı’nın `sağlık` durumu cezaevinde yatmaya elverişli değildir” raporlarına rağmen bu hakkın Alaatti Çakıcı hakkında işletilmemesi de ayrıca manidar ve düşündürücüdür… Şimdi,10 Mayıs 2017 ’da Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanacak.. Üzeyir Çakmaktaş

    05.05.2017 18:54
  • ÇAKICI: ADALET PARÇALANDIĞI ZAMAN DEVLET YIKILIR

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaretten 10 ay `ceza` alan Çakıcı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Sayın Sultan Hazretleri" dediği için yeni bir dava açıldı. Edirne Cumhuriyet Savcılığının dava dosyasında şu ifadeler kullanıldı" Edime F `Tipi` Yüksek Güvenlikli Kapalı `Ceza` İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak bulunan şüpheli Alaettin ÇAKICI'nın Cumhurbaşkanlığına hitaben yazmış olduğu 02/02/2016 tarihli dilekçesinde: "Size gücü verirken nelis \e egonuz tavan yapmamasına engel olmadınız. ...Devlet eşkıya ile pazarlık yapmaz; yaptınız. Türk Silahlı Kuvvetleri’ııin onur ve şereti ile oynadınız....Sizi batılı misyoner ve sivil toplumun küresel patronlarının bir işbirlikçisi ve piyonu iktidara taşıdığı gibi bir müddet küresel vahşi emperyalist devletlerle birlikte hareket ederek ülkemizde `eski` Osmanlı Coğrafyasında isteklerini yerine getirdiğinizde sizi `dünya` lideri gibi lanse edip nefsinizi hortlattılar....Kendinizi, bir sultan ve halife görerek İslâmî sulandırmanızın, medeniyetler ittifakı eş başkanı yaptılar... Nefsinden kaynaklı batıylen ters düşmen Putin gibi bir diktatör ile yıllarca dostluk yaptın ülkemizde bir ismi tam konulmamış bir iç `savaş` yaşıyoruz Nato’yu karşına alıp Şaııgay anlaşmasına bir `dilenci` gibi faşist diktatör Putin'e yanaştın.... Son havasası ihlalinde verdiğin demeçten utanmadın rm?...İktidar için dini duyguları kullanıp `adalet` kavramını kendine `korku` imparatorluğu ile diğer kurumlan zaafa uğratıp hala ülke ve coğrafyamız yanarken başkanlık sistemi oluşacak diye tutturmanız inan Sevr'den daha kötü şartlar ülkemizi bekliyor.Kendi egonuzu yenin, terörü minimum düzeye indirin....Beni her yerde öldürtmek istedin, hep kullandığın piyonların çirkin oyunlarını başına geçirdim.... Sizden şefaat dileyen namusunu kaybetmiştir....Benden ne kadar; Sen mi, senin yasa dışı yönlendirdiklerin mi korkuyor, bal beni öldürmek isteyip vazgeçen şeref ve onurunu kaybetmiştir. PKK ile `emir` ve direktiflerinizle görüşen müsteşarınız DHKPC ile bu `ceza` evinde kumpas kurdular. Hüsrana uğradılar. Size bir sözüm var. Kahramanlık, güç ve egonun patlamasıylan değildir... şeklinde; 03/02/2016 tarihli dilekçesinde de "Sayın Sultan Hazretleri... Sorumsuz Sultan" şeklinde sözler sarfettiği, şüphelinin sarf ettiği bu sözlerinin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'a yönelik hakaret eylemi kapsamında bulunduğu.TCK. madde 299/3 gereği atılı suçun kovuşturmasının `Adalet` Bakanının iznine tabi olduğunun anlaşılması karşısında 12/02/2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından `Adalet` Bakanlığı `Ceza` İşleri Genel Müdürlüğünden izin talebinde bulunulduğu. Bakanlık Makamının 04/04/2016 tarihli "olur'"u ile kovuşturma izninin verildiği. Böylece şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği tüm evrak kapsamından anlaşıldığından: anlaşılmakla; Şüphelinin yargılamasının yapılarak eylemine uyan yukarıda gösterilen sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur." Bu duruma Çakıcının cevabı sert oldu. Çakıcı" Sayın `mahkeme` başkanı, bu iddianamedeki sözler bana aittir. Mahkemede iddianame ile ilgili tüm soruları cevaplandıracağımı bilmenizi arz ederim. O gün duruşmada savunmamı yüz yüze vermek istiyorum. Erkek adam sözünde durur. 15 Temmuz'da söz verip de 5 Eylül'de dolaylı olarak `Adalet` Bakanlığından yetki isteyen, makamına hiçbir lafım olmayan, sivil kimliği ile benim için bir cüce olan `Recep Tayyip Erdoğan,` sivil kimliğiyle geçmişte ve bugün bile benim için hiçbir özelliği olmayan bir adamdır. Ama nedense son 5-6 aydır Türkiye'de savcı ve hakimler Erdoğan'a hizmet etmek için `adalet` kavramını paramparça ediyorlar. `Adalet` parçalandığı `zaman` Devlet yıkılır. Devletimiz ve milletimiz beka derdindeyken Ruslar ve Amerikalı sahte dostlarımız teröristlerle birlikte 900 metre sınırımızın dibini işgal etmişlerdir. Önce vatan, sonra parti. Kendisine bunu söylemeyi şeref addederim. Saygılarımla arz ederim." dedi.

    03.05.2017 21:24
  • Alaattin Çakıcı'dan Hakime Tokat Gibi Sözler

    Alaattin Çakıcı sayfasından iki gün önce yayınlanan bir açıklamaya göre, Alaattin Çakıcı’nın Cumhurbaşkanına hakaretten 25 `Nisan` 2017’de `Bolu` Adliyesinde çıkarıldığı duruşmada Hakim ile arasında adeta `soğuk` rüzgar esti. Duruşmada bir başka güne gün atan hakim arasında geçen diyalogda gergin dakikalar yaşandı. Kimsenin beklemediği bu olay karşısında Hakimin mahkemede Alaattin Çakıcı’ya karşı yapmış olduğu davranışı mahkemede sert bir dille uyardı ve öyle bir söz kullandı ki herkes bu sözü konuşuyor. Üzeyir Çakmaktaş’ın isminin yer aldığı açıklama da duruşma salonunda Hakim ile Çakıcı arasında geçen diyalogu bu şekilde yayımladı. işte yayınlanan o açıklama… Alaattin Çakıcı… 25 `Nisan` 2017’de `Bolu` Adliyesinde duruşmaya çıktı.. Duruşma,bir mektubunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “hakaret ettiği” iddiasıyla ve `Edirne` `Tıp` Fakültesi Hastanesi Mahkum Koğuşunda “terör örgütü yandaşı”olduğunu ima eden bir İnfaz Koruma Memurunu dövmesi ile ilgiliydi.. Hakaret davası,şu Cumhurbaşkanının “geri çektim”dediği 15 Temmuz öncesine ait! Alaattin Çakıcı,Jandarma ve Emniyet mensuplarının eşgüdümüyle organize edilmiş güvenlik konsepti gereği yoğun güvenlik önlemleriyle duruşma salonuna getirildi.. Sanıklara ayrılmış bölümde yerini aldı.. Asker,Polis,az sayıda dinleyici ve avukatlar da yerlerini aldılar... Celse açıldı.. Hakim,kimlik bilgileri,sabıka durmu …vs gibi rutin soruları yönelttikten sonra kestirmeden,iddianameyi okumadan konuya girdi.. Alaattin Çakıcı,bu içerikte birden ziyade davası olduğunu söyleyerek hakimden iddianameyi okumasını istedi.Hakim, mırın-kırın ettiyse de iddianameyi `okumak` mecburiyetinde kaldı.. Alaattin Çakıcı ve Avukatları okunan iddianamenin zapta geçmesini istediler.Hakim bu isteğe ayak diretti.. Duruşmada ilk gerginlik bu isteğin yerine getirilmemesiyle yaşandı.. Hakim,çatık kaşlı,otoriter,duruşmaya hakimiyet sağlamak isteyen bir psikoloji sergilemeye çalıştı.. Alaattin Çakıcı, sorulan sorulara ses tellerindeki rahatsızĺıktan kaynaklı yüksek sesle cevap veriyordu ki hakim,”sesinizi yükseltmeyin,daha alçak sesle ifade verin”uyarısında bulundu.. Alaattin Çakıcı,neden yüksek ses tonuyla ifade vermek durumunda olduğunu açıkladı ise de hakim,otoriter,eke üslubunu devam ettirmek istedi.. Bunun üzerine Alaattin Çakıcı’nın ses tonu daha da yükseldi.. Hakim,ağız-yüz buruşturmaya,yüzünü ekşitmeye başladı.. Beden dilini iyi okuyan Alaattin Çakıcı sert şekilde hakime yönelerek: -Bu kibir ne,tafran kime? Önce adam ol,adam gibi davran ki ben de sana adam gibi,kibar cevaplar vereyim dedi. Hakim, tekrar belli-belirsiz homurdanmaya başladı.. Bu duruma aşırı sinirlenen Alaattin Çakıcı: -Bak hakim! Ben senin `emir` erin değilim!Tepemin tasını attırma!Eğer istiyorsan”makamın ve cübben hariç”ağır konuşurum sana.Bunu mu istiyorsun? Duruşma salonu bir anda `buz` kesti, salonda derin bir sessizlik oldu.. Hakim sustu,cevap vermedi, veremedi.. Herhalde hakim, Alaattin Çakıcı’yı bir günde onlarcası elinden geçen,ağzı var-dili yok,otur deyince oturan kalk deyince kalkan,duruşma salonunda ceketinin tüm düğmelerini ilikleyen,elini namaz pozisyonundaymış gibi göbeğinde bitiştiren `kader` kurbanlarına benzetti! Yanıldı,yanılmıştı.. Geç de olsa anladı bunu.. Çok sert kayaya toslamıştı.. O bildiği ezik tiplerden değildi karşısındaki.. Pimi çekilmiş el bombası vardı sanki karşısında.. Durdu,düşündü.. Ölçtü,tarttı.. Az duraksadıktan sonra hakim,dik tüylerini indirdi,gevşedi,yumuşadı,alttan alır,ortamı yumuşatır pozisyona geçti.. Orada bulunan herkes derin bir oh çekti ve duruşmaya dönüldü.. Alaattin Çakıcı iddialara cevaben: -Söylediğim tüm sözlerin arkasındayım.Söyledim! -Cumhurbaşkanını adil davranmaya davet ettim, -Cumhurbaşkanına masonlara özgü davranışlar içerisinde olduğu için “mason musun?”diye sordum, Bugün de soruyorum.. Hakim,Alaattin Çakıcı’nın kayda geçmesini istediği çoğu ifadelerini kayda geçmedi,geçiyor `muş` gibi yaptı geçiştirdi.. Ve duruşma ileri bir tarihe atıldı.. Alaattin Çakıcı,duruşma salonundan çıkarken devlet terbiyesi gereği hakime kibarca teşekkür etti.. Hakim cevap vermeyince bu defa Alaattin Çakıcı sinirle hakime: -Yahu sen ne kadar kibirli,burnu havada adamsın? Hakim: -Duymadım,kusura bakmayın! Üzeyir Çakmaktaş

    30.04.2017 22:22
  • Sayfa :

    Hakkında

    Haberself.com herkesin haber ekleyebileceği bir haber altyapı sitesidir. Bu haber sitesinin aynısını oluşturabilirsiniz. Haberself türkiyenin viral haber merkezi. Haber Eklemek İçin Tıkla. tıkla.